Camii & Mescidler

Babul Rahme Mescidi

Mescid-i Aksâ’nın doğu surları üzerinde, Esbât Kapısı’nın iki yüz met­re güneyindeki Rahmet Kapısı’nın içerisinde bulunmaktadır. Emevîler dö­neminde Abdülmelik bin Mervân tarafından inşa edilen mekân daha evvel zikir meclisleri için kullanılmıştır. 1922 yılında İslam Mirası Komitesi tara­fından restorasyonu yapılan mekân 2003 yılına kadar Mescid-i Aksâ içeri­sinde irşat ve davet hizmetleri için kullandı. Bu tarihte mescid işgal hükü­meti mahkemelerinin kararıyla, teröre destek faaliyetlerini yürüttüklerini iddia ederek kapatıldı. Kudüs âlimleri ve halkı işgalci İsrail’in kapatma ka­rarına tepki gösterdi, alınan tüm kararların geçersiz olduğunu açıklayarak reddettiler. Kudüs Vakıflar, İslam Mukaddesatı ve İşleri Konseyi, Yüksek İslam Heyeti, Filistin Fetva Kurulu ve Kudüs İslamî Vakıflar İdaresi; İsrail makamlarının Mescid-i Aksâ’nın Rahmet Kapısı’nı kapatma kararına ilişkin ortak açıklama yayınladı:

“Mübarek Mescid-i Aksâ, işgal devleti mahkemelerinin yetki çerçevesi­ne giremeyecek kadar yüce bir makamdır, siyasî kararlara da tâbi olamaz. İsrail’in kararları ibadet özgürlüğüne, uluslararası hukuka aykırıdır. Müslü­manlar işgal devletinin bu kararlarını ne onaylıyor ne de tanıyor. Dolayısıy­la bu karara bağlı olmaları da mümkün değildir.”

Açıklamada ayrıca İsrail’in, Mescid-i Aksâ’nın yapısına herhangi bir şe­kilde müdahalesi durumunda sonuçlarına da katlanacağı uyarısı yapıl­dı. Mescid-i Aksâ ve Kudüs’teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşması uyarınca Ürdün Vakıflar, Mukadde­sat ve İslamî İşler Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslamî Vakıflar Konseyi’nin hi­mayesinde bulunmaktadır. Bu gerçeklerden hareket eden Kudüs halkı 22 Şubat 2019 tarihinde büyük bir mücadele vererek mescidin tekrar ibadete açılmasını sağladı.

Kudüslüler 17 Temmuz 2017 yılında Esbât Kapısı’ndaki direnişle zul­me karşı mücadelede nasıl başarılı olunabileceğini tecrübe edinmişlerdi. Elde edilen bu tecrübe, şuur ve kararlılık Rahmet Kapısı’nın kurtuluşun­da önemli bir yol gösterici oldu. İşgalciler ve özellikle tapınak örgütlerinin uzun zamandır göz diktiği, sinagoga çevirmek istediği mescid şu an aslî hüviyetinde ancak hâlen tehlikeyi atlatmış değildir. Sürekli baskınlar, na­maza gelenlerin bir kısmının Mescid-i Aksâ’dan uzaklaştırılıp bir kısmının tutuklanıyor olması tehdidin devam ettiğinin açık kanıtıdır.

Unutulmamalıdır ki dünya kamuoyu ve Müslümanlar, Kudüslülere destek verdikçe onlar direnip zafer elde edeceklerdir.