Sünneti nebevide Mescid-i Aksa’nın yerine, faziletine ve kutsiyetine işaret eden birçok delil hadis-i şerif ve olaylarla dolu olduğu gibi, öte yandan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabı, Mescid-i Aksa’ya önem vermişlerdir. Bu konuda aşağıdaki gibi birçok hadisi şerif bulunmaktadır:
İlk kıble
Allah resulü (s.a.v.) ve Müslümanlar önceleri Mescid-i Aksa tarafına doğru namaz kılıyorlardı. Gerek Mekke dönemi gerekse Medine döneminin ilk bir buçuk yılı boyunca Allahu Teâlâ’nın emri ile Mescid-i Aksa’yı kıble edinmişlerdi. İbni Abbas r.a. “Allah resulü s.a.v. Mekke’de iken Kâbe’yi önüne alarak Beytülmakdis’e doğru namaz kılardı. Medine’ye hicret ettikten sonra on altı ay daha bu yöne doğru kıldıktan sonra kıble Kâbe’ye çevrildi.” buyurmaktadır. (Ahmet bin Hanbel ve Tirmizi)
Yeryüzünde inşa edilen ikinci mescit
Ebu Zer r.a. anlatıyor: Ben, Allah resulüne yeryüzünde ilk önce hangi mescidin bina edilip konulduğunu sordum, bana: ‘El-Mescidü’l-Harâm’ buyurdu. ‘Sonra hangisi’ dedim, ‘El-Mescidü’l-Aksâ’ buyurdu. Sonra ben: ‘Bu iki mescidin kuruluşu arasında ne kadar zaman vardır’ dedim, ‘kırk sene’ buyurdu… (Buhari)
Bu hadisi şerif, Mescid-i Aksa’nın, Mescid-i Haram ile irtibatlı olan yüce makamını ve yeryüzünde Allah’a ibadet edilen ikinci mescit olduğunu, böylece kıdem şerefine ve Mescid-i Haram ile bağlantı şerefine nail olduğunu göstermektedir.
Kendisinin yolculuk yapılabilen mescitlerin üçüncüsü
Allah resulü (s.a.v.), Mescid-i Aksa’nın namaz kılmak için kendisine yolculuk ve seyahat yapılabilen üç mescitten biri olduğunu haber vererek Mescid-i Aksa’nın bereketine ve ecrinin büyüklüğüne işaret bulunmuştur. Buhari ve Müslim’de geçen bir hadis-i şerifte Efendimiz (s.a.v.) “(İbadet için) sadece şu üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ…” buyurmuştur.
Allah resulü (s.a.v.)'in gece yürüyüşü
İsra ve miraç mucizesi ile ilgili olarak sünnet kitapları bu olayı ve Mescid-i Aksa ile bağlantısını detaylıca aktarmıştır. Yolculuk Burak ile yapılmış, peygamberler Mescid-i Aksa’da toplanmışlar, Efendimiz (s.a.v.) onlara imamlık yapmış ve oradan namaz emrini almak için göklere yükseltilerek yine oraya dönmüştür.
Bu haberlerden biri Sahih-i Müslim’de geçen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in şu sözleridir; bundan sonra katırdan küçük ve merkepten büyük, beyaz renkte “Burak” isminde bir hayvana bindirildim. Bu hayvan, her adımını, gözünün görebildiği son noktaya atıyordu. Bir anda Mescid-i Aksa’ya geldik. Cebrail, Burak’ı, bütün peygamberlerin hayvanlarını bağladıkları bir halkaya bağladı. Mescitte diğer peygamberlerin ruhları temessül etti. Bize selâm verdiler. Ben de selâmlarına karşılık verdim. Cebrail bana, ‘Öne geç ve nebilere iki rekât namaz kıldır.’ dedi. Ben de imam olup namazı kıldırdım. Cebrail bana biri süt, biri şarap dolu iki kap getirdi. Ben sütü içince, ‘Yaratılışına uygun olanı seçtin.’ dedi. Sonra bizi gökyüzüne çıkardı…” bu sözler uzunca bir hadis-i şerifin bir bölümüdür. ) (İsra ve miraç hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız.)
Mescidi Aksa’da namaz kılanların ecrinin kat kat olması
Mescid-i Aksa’da namaz kılmanın ecrinin kat kat olduğu hakkında birçok hadisi şerif bulunmaktadır. Bunlardan birinde Efendimiz (s.a.v.), Mescid-i Aksa’da kılınan bir namazın bin namaza denk olduğunu, diğer iki rivayette ise birinde beş yüz diğerinde iki yüz elli namaza denk olduğunu ifade etmektedir. Alimler bu rivayetler arasındaki farklılığın sebebini şu şekilde açıklamışlardır. Öncelikle iki yüz elli namaza denk geliyordu. Ardından Allahu Teâlâ, Mescid-i Aksa’ya ikramda bulundu ve beş yüz namazlar çıkardı, sonrasında da bin yaptı. Çünkü Allahu Teâlâ’nın fazlı artar eksilmez. Tüm bu artışlar Mescid-i Aksa’nın şanının yüceltilmesi kabilindendir.
Bu konuda zikredilen birkaç hadisi şerif:
Hadisi şerif, Mescid-i Aksa’da namaz kılmanın faziletinin iki yüz elli namaza denk olduğunu göstermektedir. Çünkü Efendimiz (s.a.v.), kendi mescidinde kılınan namazın Mescid-i Haram hariç bin namaza denk olduğunu belirtmek üzere “Benim bu mescidimde kılınan namaz başka mescitlerde kılınan namazlardan bin kat hayırlıdır. Ancak Mescid-i Haram müstesna” buyurmuştur. (Buhari ve Müslim)
Not: Mescid-i Aksa’da kılınan namazın elli bin kat sevabının bulunduğuna dair rivayetler bulunsa da hadis alimlerinin hükümlerine göre bu hadisler sahih değildir.
Mescid-i Aksa’da Allah için ihlasla namaz kılan kişinin günahlarının affolunması
Bu nedenle Mescid-i Aksa’da namaz kılmanın faziletini beyan eden hadisi şerifler varit olmuştur. Abdullah bin Amr r.a.’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Davud a.s.’ın oğlu Süleyman a.s. Beytü’l Makdis’in binasını bitirince Allah-u Teâlâ’dan üç dilekte bulunmuştur: İlâhî hükme uygun bir hüküm verme kudreti. Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat. Yalnız namaz kılmak için Mescid-i Aksa’yı kastedip gelen kimsenin annesinden doğduğu gün gibi günahlarından çıkması. Peygamber (s.a.v.) devamında buyurdu ki: “Süleyman a.s.’ın dilediği ilk iki şey kendisine verilmiştir. Üçüncü dileğinin de kendisine verilmiş olmasını umarım.” (Ahmet bin Hanbel Nesai ve ibni Mace)
Hadis-i şerifte Mescid-i Aksa’nın ve orada namaz kılmanın fazileti ve ecrine işarette bulunmaktadır. Yine hadis-i şerifte geçen Allah resulü (s.a.v.)’in umduğu üçüncü istek, nasıl ki Süleyman a.s.’ın duaları kabul edildiği ise Allah’ın izniyle gerçekleşmektedir.
Bu nedenle yüce sahabe Abdullah bin Amr r.a. Hicaz’dan Beytülmakdis’e gelir, mübarek Mescid-i Aksa’ya girer, orada namaz kılar, sonra çıkar, Süleyman a.s.’ın hadis-i şerifte geçen duasına nail olmak ve sadece namaz kılmaya gelmiş olmak için orada su bile içmezdi.
Mescid-i Aksa’dan ihrama girmenin fazileti
Allah resulü (s.a.v.) Mescid-i Aksa’nın hac ve umre gibi mekânsal ibadetlerde bile Mescid-i Haram ile olan ilişkisini ashabına haber vermeye devam etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in eşi Ümmü Seleme r.a., Allah resulü (s.a.v.)’den şöyle duyduğunu rivayet etmektedir; Her kim umre veya hac için Mescid-i Aksa’dan tehlil getirirse Allahu Teâlâ geçmiş günahlarını affeder.” (Ahmet bin Hanbel, ebu Davud, ibni Mace ve diğerleri)
Tehlil getirmenin anlamı hac veya umre niyetiyle ihrama girmektir. Tehlil hac ve umre için ihrama girerken, telbiye ile sesi yükseltmek anlamındadır.
Deccal’in Mescid-i Aksa’ya girememesi
Allah resulü (s.a.v.) Deccal hakkında şöyle buyurmuştur; “Deccal ortaya çıkacak, yeryüzünde kırk sabah kalacak; dört mescit dışında uğramadığı yer kalmayacaktır. Bunlar; Kâbe, peygamber mescidi, Mescid-i Aksa ve Tur’dur.” (Ahmet bin Hanbel, Müsned) Bu hadis-i şerifte de ifade edildiği üzere Mescid-i Aksa, Deccal’in giremeyeceği ve Allahu Teâlâ’nın korumasında kalacak dört mescitten biridir. Bu hadis-i şerif de Mescid-i Aksa’nın makamının yüceliğine ve fitne zamanlarında sığınılacak bir yer olduğuna delalet etmektedir.
Mescid-i Aksa’ya hediye verme ve gözetmenin fazileti
Yukarıda bahsettiğimiz Meymune r.a. hadisi, bu konuya delalet etmektedir. Allah resulü (s.a.v.)’e, ‘eğer oraya kadar yolculuk etmeye gücü yetmezse ne yapacağını haber verir misin?’ diye sorduğunda “Sen ona zeytinyağını hediye edersin, aydınlatılmasında kullanılır. Kim bunu yaparsa, orada namaz kılmış gibi olur.” buyurmuştur. (Ahmet bin Hanbel, Müsned)
Haşir ve neşir yeridir
Ebu Zer r.a.dan nakledilen hadisi şerifte, Efendimiz (s.a.v.) Mescid-i Aksa hakkında “Orası haşir ve neşir yeridir” buyurmuştur. (Beyhaki)
Mescid-i Aksa ne güzel namazgahtır
Yine naklettiğimiz Ebu Zer r.a.dan nakledilen hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v.) Mescid-i Aksa hakkında “Orası ne güzel namazgâhtır” buyurmuştur. (Beyhaki) Tüm bunlar Mescid-i Aksa hakkında yapılan metih ve taltifler olup, Müslümanlar için namaz kılınabilecek en hayırlı yerlerden biri olduğunu göstermektedir.